SAYGI ÇERÇEVESİ


   
  SAYGI ÇERÇEVESİ
  İSTİKLAL MARŞINA SAYGI
 

 

İSTİKLAL MARŞINA SAYGI


Aradan tam sekiz yıl geçti. O yıl kızım Sivas Zübeyde Hanım Anaokulunda idi. 23 Nisan Bayramı hazırlıkları heyecanla devam ediyordu. Bir gün anaokuluna tesadüfen gittiğimde minicik yavrularımıza öğretmenleri İstiklal Marşını öğretmeye çalışıyorlardı çünkü okul gecelerinde sahnede İstiklal Marşı okuyacaklarmış. Bütün çocuklar taze açmış gül gibi birbirinden tatlıydılar. İstiklal Marşını o kadar güzel ezberlemişler ki çok şaşırdım ve mutlu oldum o an, gurur duydum adeta. Fakat öğretmenleri daha çok küçük oldukları için İstiklal Marşı okunurken çok hareket ettiklerini, onları ikna edemediklerinden dert yandılar. Öğretmen bana Okul Aile Birliğinde görevli veli olarak çocuklara İstiklal Marşı okutmayı denememi teklif ettiler. Şaşırdım tabii, ne haddime idi. Okulda bu kadar öğretmen varken benim veli olarak çocuklara İstiklal Marşı okutmam uygun olur muydu? Israrlı teklifi kıramadım ve denemeyi kabul ettim.
İlkönce çocukları toparladım, İstiklal Marşı okunurken çok ciddi olmamız gerektiğini, bunun Atatürk’e ve İstiklal Marşı’na saygı olduğunu anlattım. Daha sonra da öğretmenlerinin yanında İstiklal Marşını okuttum. Öyle güzel okudular ki hareketsiz ve çok ciddilerdi. İstiklal Marşı okunup bittikten sonra birkaç öğrenci bana derin nefes aldıktan sonra ” Öğretmenim artık başımı kaşıyabilir miyim” diğer öğrencinin “ Öğretmenim tuvalete gidebilir miyim” demelerini halen unutamam. Öğretmenleri ve ben nasılda hoşumuza gitmiş ve çocukları öpmüştük. Öğretmenlerinin ısrarı ile evim uzak olmasına rağmen birkaç gün okula gidip çocukları İstiklal Marşına hazırladım.

Okul gecesi günü veli olarak salonda izleyici koltuğumda oturuyordum. Yapılacak töreni izlemek için sabırsız ve heyecanla elimde fotoğraf makinesi, kamera ile törenin başlamasını bekliyordum. Öğretmenlerden birisi benim acilen sahne arkasına gitmemi rica etti. Tamam dedim ve sahne arkasına gittiğimde birkaç öğrencinin ısrarla sahneye çıkmak istemediğini, beni istediklerini öğrendim, ama bu imkânsızdı, ben veli idim onlara sahnede İstiklal Marşını okutmak, o kadar öğretmen varken bana uygun olmazdı. En sonunda öğretmenlerin ve öğrencilerin ısrarı ile sahnede İstiklal Marşını ben okuttum çocuklara. Ne bir ses, nede bir kımıldama vardı. Bu benim için büyük bir onurdu.
Aradan yıllar geçse de o sahne, o çocuklar ve büyük ciddiyetle okunan İstiklal Marşını hiç unutamam. Şu anda aynı okulda o zaman görevli olan Müdire Hanım halen o okulda aynı görevdedir. Veli ve öğrenci ile iletişimi mükemmeldir ve olağanüstü başarılı, örnek bir eğitimcidir. Zaman zaman bir araya geldiğimizde o günki okul gecesini anımsarız.

Bizlerin çocukluğunda İstiklal Marşı okunduğunda cadde ve sokaklarda yüzlerce metre ileride seyir halindeki araçlar İstiklal Marşı bitene kadar araçlarını durdururlar ve olduğu yerde kalırdı. Hatta o yıllarda faytonlar ve at arabaları da trafikte vardı onlar bile kamçıları ile atları durdururlar, İstiklal Marşı bittikten sonra da yollarına devam ederlerdi. Okul yıllarımızda İstiklal Marşı okunduğunda çıt çıkmazdı, pür dikkat ve ciddiyetle İstiklal Marşını okurduk.

Şimdi öylemi? Hayır, ne yazık ki acı ama gerçek. İstiklal Marşına saygı azaldı. Ben inanıyorum ki İstiklal Marşının önemini ve ciddiyetini yeni kuşaklara öğretmek, o bilinci vermek tamamen eğitimcilerimize ve ailelere düşer. Oysa kimse bana darılıp gücenmesin ama bana göre hem bazı eğitimcilerimiz, hem de bazı aileler, çocuklarına İstiklal Marşının önemini yeterince anlatamamaktan sınıfta kalmışlardır.

İstiklal Marşının okunduğu salonlarda, önemli toplantılarda cep telefonunu kapatmayı unutanlar, İstiklal Marşı okunduğunda okullarda tören esnasında öğrencilerinin gözü önünde sakız çiğneyen eğitimcilerimiz, yolda çocuğunun elinden tutup yürürken İstiklal Marşı okunduğunda durmayıp, yoluna devam eden aileler. Trafikte seyir halinde iken İstiklal Marşını duyduğu, fark ettiği halde hiç önemsemeyip, aldırmadan sürücülerin trafiğe devam etmelerini ne yazık ki gözlemliyoruz. Çok acı ama işte bunlar gerçek. O halde çocuklara ve yeni yetişen genç kuşaklarımıza İstiklal Marşına olan saygı bilincini vermek tamamen büyüklerin elindedir.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ülkemizi genç kuşaklara emanet etmiştir. Genç kuşaklarımızın de bu emanete gereği gibi sahip çıkmaları için ilkönce Ata’mızın izinde olmaları gerekmektedir. Genç kuşaklarımız Atatürk’ün Türk Ulusuna armağanı olan Cumhuriyeti korumalı ve yaşatmalı, İstiklal Marşımızı ciddiyetle ve saygı ile okumayı, dinlemeyi öğrenmelidir. İşte o zaman Şanlı Türk Bayrağımız daha bir başka dalgalanacaktır.

Saygıdeğer eğitimcilerimiz ve velilerimize diyorum ki: Lütfen yavrularımıza bu anlamlı değerlerimizi öğretelim. Bu konuda daha duyarlı ve titiz olalım ki onlarda ilerde kendi yavrularına öğretsinler. Bu konularda bizlere çok ama çok büyük görev düşmektedir.
Yeni kuşak eğitimcilerimizin eski eğitimcilerimizden öğrenecekleri çok şey vardır.
Ben inanıyorum ki gelecek onlarındır, yavrularımızı artık genç eğitimcilerimize teslim ediyoruz. Ancak bunu başarmak için her konuda çok duyarlı olmaları, yavrularımıza iyi örnek olmaları gerekmektedir diye düşünüyorum.

Her zaman, her ortamda İstiklal Marşımıza saygılı olup onurla, gururla, milli duygularımızla, şanlı Türk Bayrağımıza ve Atatürk’e bakarak coşku ile okuyalım. Toplu olarak yapılan tüm toplantılarımızdaki gündem maddesinde lütfen Saygı Duruşu ve İstiklal Marşımızı unutmayalım.

Ayrıca katıldığımız tüm etkinliklerde buılunduğumuz salondaki sahnede Atatürk ve Şanlı Türk Bayrağımızın mutlaka bulunmasına özen göstermeliyiz.
Bu konuda duyarsız olan yetkililerimiz var ise mutlaka uyarmalıyız ...Atatürk posteri ve Bayrağımız olmayan sahnede asla hiçbi,r etkinlik yapılmamalı diye düşünüyorum..

 

MARŞIMIZA SAYGI



Başı örtülü nineme kurtuluş savaşında,
Mermi taşıttılar, elde, kağnıda, omuzun da,
Savaşa herkes katıldı, yarısı otuzunda,
Ya şehit, ya gaziydi, hayatının baharında.

Bu halimizi Kara Fatma ninelerim görse,
Daha nice isimsiz nineler, dedeler bilse,
Torunlarım nerede, ne hale gelmişler derse,
Hakkın helâl et, denir mi? Beddua ederlerse.

Bu milletim daha çok kurtuluş savaşı verir,
Başı kapalı savaşa gelmesin nasıl denir,
Felaket gelirse, ayrım yapmaz, herkes biçilir,
Yaşlılar düşman işkencesini ezbere bilir.

Marifet şekildeyse, olunacaksa medeni,
Anlayamıyorum ki, bir türlü nedir nedeni,
Büyükler bilsin artık, düşmanı, sessiz güleni,
Dost bilmemeliyiz, koyun postunda görüneni.

Asırlar şahit, uyguladılar aynı oyunu,
Uyanalım artık, fark edelim kurdu, koyunu,
Türk’ün dostunun bilmeliyiz, kimler olduğunu,
Bizler akıllanalım, uzatmayalım boyunu.

 
  Bugün 4 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol